Zühre KURT
Mimarlık, iç mimarlık ve tasarım dünyasındaki marka ve meslek insanlarını bir araya getiren Space’24, 7-8 Mayıs tarihlerinde Zorlu PSM’de gerçekleşecek. Yaratıcı disiplinler için bir buluşma mekânı sunan Space’24, tasarımın farklı alanlarında öne çıkan, özgün isimlerin söyleşilerini katılımcılarla buluşturacak.
Trendleri belirleyen yerel ve global markalar ile Türk tasarımcıların markalarının da yer alacağı organizasyon ayrıca “in Space’24 Mekânlar Seçkisi” başlıklı özel bir sergiye de ev sahipliği yapacak. Space’24, bu yıl da programında kent ölçeğinden yapıya, mekâna ve objeye; fikirden yazıya, müziğe ve lezzete tasarımın her alanından üreten, düşünen, sorgulayan ve kendi alanlarında öne çıkan isimlerin söyleşilerine yer verecek.
İstanbul Kent Konseyi Başkanı mimar Tülin Hadi ve grafiker Mahir Akkoyun’un, gazeteci Mirgün Cabas’ın moderatörlüğünde gerçekleştireceği açılış oturumunun ardından yönetmen, senarist, yapımcı Yeşim Ustaoğlu; mimarlar Prof. Dr. Celal Abdi Güzer, Cem Sorguç, Alper Derinboğaz, Ömer Selçuk Baz, Heval Zeliha Yüksel, Esra Aydınoğlu; sanatçılar Sinan Logie, Ozan Ünal; tasarımcılar Özlem Yalım, Sezgin Aksu ile İran’dan mimar Habibeh Madjdabadi, İsveç’ten mimar Jesus Azpeitia Seron, İtalya’dan mimar Michele Rossi, Almanya’dan mimar Tobias Wallisser ve İtalya’dan Japon tasarımcılar Setsu & Shinobu Ito’nun katılacağı oturumlar iki gün boyu Space’24 sahnesinde olacak. Space’24, aynı zamanda “in Space’24 Mekânlar Seçkisi” başlıklı sergiye de iki gün boyunca ev sahipliği yapacak.
Sergide, iç mimar Barbara Pensoy, sanatçı Canan Tolon, mimar Hakan Demirel, iç mimar Hakan Ezer, mimar Mahmut Anlar, heykeltıraş Seçkin Pirim ve mimar Sibel Dalokay Bozer’den oluşan seçici kurulun belirlediği, profesyonel disiplinle yaratılmış özgün projeler ve boşluğu mekân algısına çeviren tasarımlar ziyaretçilerle buluşacak. Space’24’e ücretsiz olarak katılmak için space.dacistanbul. com adresinden kayıt yaptırmak gerekiyor. Space’24 etkinliğini düzenleyen iletişim şirketi ve dijital platform DAC (Design Architecture Communication) kurucusu Aslı Sekmen organizasyon hakkındaki sorularımızı yanıtladı:
Space fikri nasıl doğdu?
Biz DAC olarak markaların hedefledikleri mimar ve tasarımcılarla sürdürülebilir iletişim süreçleri kurmalarını sağlıyor, bunu da özgün içeriklerle yapıyoruz. Yaratıcı disiplinlerin bir arada olduğu, entelektüel içeriklerle zenginleşen, birbirini besleyen, özgün, kalıcı ve samimi bir etkileşim alanı. Space, çok disiplinli, birbirinden beslenen, öğrenen ve beraber çalışan kitleleri bir araya getirdiği özel bir alan tanımlıyor. İki gün boyunca bu mekanda tüm markalar tek alanda, aynı metrekarelerde ve benzer yerleşimlerde, kendi özgün ifade biçimleri ile yer alıyorlar.
Bu etkinlik ile amacınız, hedefiniz nedir?
Space her sene bir önceki senenin deneyimine, bugüne ve geleceğe dair bir vizyon ekleyerek yeni bir hikaye yazıyor. Bu uzun bir yolculuk, Space 3 yaşında. Biz Space’e katılan markalarla, sahnede konuk ettiğimiz konuşmacılarla, iki gün boyu gelen ziyaretçilerimizle, bu organizasyon için bize fikren destek veren pek çok mimar, iç mimar, tasarımcı, sanatçı ve akademisyen dostlarımızla ancak hep beraber olursak ‘iyi’ işler yapılabileceğini gösteriyoruz. Bunun niteliğinin daha da artması, sesinin daha çok duyulması, gücümüzü aldığımız coğrafyada üretmeye devam edip, bu üretimleri ve paydaşlarımızı globalde destekleyecek, vizyonlarını yansıtacak farklı etkinliklerle büyümesi gibi bir hayalimiz de var.
Mimarlık alanında Türkiye’deki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ülkemizin coğrafi riskleri ve uzun yıllardır süregelen kontrolsüz yapılaşma, mimarlığı zor bir alan haline getiriyor. Mimari tasarımıyla, uygulamasıyla çok nitelikli yapılar Türkiye’nin pek çok kentinde var. Bu yapılar üzerinden sürüp giden bir tartışma da var. Sorun konuşulmayan, mimari sözü olmayan ama çoğunluğun maruz kaldığı vasıfsız yapı stoku.
Bu, talep edenin de bilinçli olup hem görsel hem yapısal olarak doğruyu istemesi, isteyebilmesi, buna gücünün olması, sistemin tanımlarının net olması, denetlenmesi gibi pek çok alana uzanabilecek bir konu. Yine de iyi olana gözümüzü çevirdiğimizde global ölçekte karşılığı olan, çok nitelikli projelerin, konut, müze, eğitim, sağlık gibi pek çok kategoride gerçekleştiğini söylemek mümkün. Yurtdışında sözü olan mimarlarımızı gururla izliyoruz. Deneyimli mimarların birikimlerini sergiler, kitaplar, söyleşilerle, samimiyetle paylaştığı ve bu alanda çok üretken oldukları bir dönemdeyiz. Bu da genç mimarlar için çok kıymetli bir ortam sunuyor.